ÇED Yönetmeliği Projeniz "Sürdürülebilirlik Sınavı"nı Geçebilir mi?
- Alper Yapıcıoğlu
- 22 Tem
- 3 dakikada okunur
Her büyük projenin bir nevi "doktor raporu" vardır. Adına Çevresel Etki Değerlendirme, yani kısaca ÇED diyoruz. Bu rapor, planlanan o devasa fabrikanın, otoyolun veya enerji santralinin çevreye "Ben geldim ama bir zararım dokunmayacak, hatta belki bir iki de çiçek ekerim" deme şeklidir. Yıllardır hayatımızda olan bu sistem, kalın klasörleri ve bürokrasi koridorlarını akla getirse de son yıllarda öyle bir "format yedi" ki, artık projelerin sadece mühendislik hesaplarına değil, adeta vicdanlarına da bakılıyor.
Özellikle 2022 ve 2025'te gelen iki büyük güncelleme dalgası, ÇED Yönetmeliği'ni emekliliğe hazırlanan ağır bir bürokrattan, elinde tabletle gezen Z kuşağı bir çevre müfettişine dönüştürdü. Gelin, bu yeni nesil ÇED'in şifrelerini çözelim.
2022 Devrimi: ÇED Raporu Yeşil Gözlük Taktı
29 Temmuz 2022'ye kadar ÇED süreci, daha çok "çevreye büyük bir zarar verme yeter" mantığıyla işliyordu. Ancak bu tarihte gelen güncellemeyle devlet, projelere adeta "Zarar vermemen yetmez, bir de faydalı olmaya çalış bakalım" dedi. Bu yeni felsefenin adı: "Sürdürülebilirlik Planı."
Artık ÇED raporu istemek, sadece bir izin belgesi değil, projenin geleceğe dair bir karne sunması anlamına geliyor. Bu karnede de birkaç tane "zorunlu seçmeli" ders var:
Sıfır Atık Dersi: Eskiden "inşaat molozunu nereye döksek?" sorusu projecilerin en büyük derdiyken, şimdi "Bu molozdan geri dönüşümle ne üretebiliriz?" diye sormak zorundalar. Yani artık atıklar bir baş belası değil, bir hammadde. Projeniz, şantiyeden çıkacak son pet şişenin bile hesabını yapmak zorunda.
Sera Gazı Azaltım Dersi: Bacasına son model filtre takmakla övünen fabrikatör Ahmet Bey, artık o filtrenin bile yetmediğini, tüm üretim bandının enerji verimliliğini, hatta personel servislerinin rotasını bile optimize etmesi gerektiğini öğrenince küçük bir şok yaşıyor. Çünkü bu derste amaç, sadece havayı temizlemek değil, gezegeni ısıtmamak!
İklim Değişikliği Dersi: Bu derste sınav iki aşamalı. İlkinde proje, "Ben iklimi nasıl etkilerim?" sorusuna cevap veriyor. İkincisinde ise "Peki ya kuraklık artar, seller çoğalırsa ben nasıl ayakta kalırım?" diye kendini sorguluyor. Yani proje hem fail hem de mağdur olabileceği bir senaryoya karşı hazırlıklı olmalı.
Bir de "raf ömrü" kısaldı! Eskiden alınan bir "ÇED Olumlu" kararı, yastık altındaki döviz gibi 7 yıl boyunca değerini koruyordu. Yeni düzenlemeyle bu süre 5 yıla indirildi. Yani, "İzni alalım da dursun, torunlar yapar artık" devri bitti. Kararınız, rafta bekleyen turşu gibi iki yıl daha erken bayatlıyor, bizden söylemesi!
2025 Güncellemesi: Rüzgârın Yönü ve Halkın Sesi
Tam 2022'nin getirdiği bu felsefi derinliği sindirmeye çalışırken, 26 Haziran 2025'te bir güncelleme daha geldi. Bu seferki amaç, sahadaki kurnazlıkları engellemek ve halkın sesini daha gür çıkarmaktı.
1. "Dilimleme" Taktiklerine Son! Yenilenebilir enerji yatırımları artınca, bazı projelerin ÇED'den kaçmak için "salam dilimleme" taktiği kullandığı görüldü. Örneğin, 50 türbinlik dev bir rüzgâr santrali kurmak yerine, 12'şer türbinlik dört ayrı proje gibi gösterip "Biz o kadar da büyük değiliz" diyorlardı. 2025 güncellemesi bu duruma el koydu:
Rüzgâr Santralleri (RES): Türbin sayısı 15'i geçtiği an, proje kendini doğrudan en kapsamlı denetimin yapıldığı Ek-1 listesinde buluyor. "Ama bizimki 14, yan köydeki de arkadaşın projesi, onunki de 13" gibi bahaneler artık işlemiyor.
Güneş Santralleri (GES): Tarlanız 25 hektardan (yaklaşık 35 futbol sahası) büyükse ve üzerine güneş paneli serecekseniz, artık en başından detaylı bir ÇED raporu hazırlamanız şart.
2. "Vah Vah, Haberimiz Olmadı" Mazeretine Son! Halkın katılımı, ÇED'in en demokratik ama en çok eleştirilen yönüydü. Proje duyuruları genellikle sadece il müdürlüğünün panosunda, kimsenin görmediği bir köşede asılı kalırdı. 2025 güncellemesi dedi ki: "O duyuru o panodan inecek, halkın ayağına gidecek!"
Artık duyurular, projenin yapılacağı yerdeki kaymakamlık ve en önemlisi köy kahvesinin duvarındaki panoda, muhtarın kapısında da olacak. Yani, "Bizim tarlanın yanına dev bir tesis kuruluyormuş, duymadık valla" mazereti artık pek geçerli değil. Hatta il müdürlükleri anons gibi yöntemlerle de halkı bilgilendirecek.
Sonuç: Kepçeyi Vurmadan Önce İki Kere Düşün Devri
Özetle, ÇED Yönetmeliği'nin geçirdiği bu evrim, Türkiye'nin çevre politikasındaki zihniyet değişimini gözler önüne seriyor. 2022'de projeler için daha zorlu bir "ders kitabı" yazıldı; 2025'te ise bu kitabın içine "çözümlü örnek sorular" eklendi ve sınıftaki herkesin tahtayı net görmesi sağlandı.
Kısacası, devir değişti. Artık kepçeyi toprağa vurmadan önce, sadece zeminin etüdünü değil, projenin vicdanının ve geleceğinin de etüdünü yapmak gerekiyor. Yoksa o kepçeyi daha ilk günden toprağa gömebilirler, aman dikkat!
Yorumlar